1. BİLİMSEL, TIBBİ BAKIŞ AÇISINDAN, “HAMİLELER ORUÇ TUTABİLİR Mİ?”
Bu konuda yapılmış çok sayıda bilimsel çalışma var. Özellikle de 17 saati bulabilen yaz dönemlerine gelen ramazan aylarında, durum önem kazanıyor. Bu kadar süre açlık ve susuzluğun hem anne hem anne karnındaki bebeği için olumsuz olabileceği düşünülen sonuçları oruç tutan ve tutmayan hamileler karşılaştırılarak araştırılmış. Genel anlamda derlediğim, bilimsel literatürden varılan sonuçlar şu yönde;
1. Bu kadar uzun süreli açlık ve susuzluk anne adayında özellikle metabolik olumsuz sonuçlar doğuruyor.
Bunlar;
A. Açlığa bağlı annenin vücudunda meydana gelenler;
1. Kan şekeri düşmesi
2. Kanda insülin artışı
3. Kan yağlarında artış
4. Keton denen beynin kullandığı yağ asitlerinde artış (açlıkta vücut hemen alarma geçip beynin kullanabileceği bu maddelerin yapımını artırmaya başlayıp beyni garantiye alıyor.)
5. Tüm vücutta dolaşan, damar içi kan hacminin azalması
6. Kalpten pompalanan kanın azalması
B. Susuz kalmaya bağlı annenin vücudunda meydana gelenler;
1. Vücut su dengesinin bozulması
2. Kanda, sodyum ve ürik asit artışı
3. Böbreklere giden kan akımında azalma, sonrasında, idrar çıkışında azalma
2. Bu kadar uzun süreli açlık ve susuzluğun anne karnındaki bebekte oluşturduğu olumsuz sonuçlar ise bebeğin anne karnında iyilik halinde olup olmadığını değerlendirdiğimiz testlerde bozulmaya yol açıyor;
1. Bebek hareketlerinin azalması
2. Biyofizik profil diye adlandırdığımız testin bozulması. (Bebeğin kol ve bacak hareketlerinin, vücut hareketlerinin, solunumunun, suyunun, NST sinin değerlendirildiği test)
Anne adayı, uzun süreli açlık gibi durumlara karşı, bebeği korumaya yönelik bazı savunmalar geliştirir. Bu anne karnındaki bebeğin mucizelerinden biridir. Hemen bebeği korumaya alır ve yukarıdaki tüm olumsuzluklara karşı alarm sistemi geliştirir. Ama bu bebeği koruma annenin aleyhinedir. Kanı, beslenme için gereken maddeleri ve oksijeni, bebeğe gitmesi için rahme giden damara yönlendirir ama bunu diğer organlarından kanı çekme yani oraya giden kan akımını azaltma yoluyla yapar. Bunun sonucu olarak da, anne adayında;
1. Halsizlik, bitkinlik, baygınlık hissi
2. Kan basıncı düşmesi
3. Baş ağrısı
4. Kas gücünde azalma
5. Bulantı görülebilir.
Bir yandan da anne karnındaki bebek, kendisi, plasentası yoluyla, rahimden gelen kan azalınca kendini korumak, bu kısıtlı kanı tasarruflu kullanabilmek için bazı yollar geliştirir;
1. Kendi vücudundaki kan dağılımını yeniden düzenler.
2. Hayati organlarına kan akımını sabit tutabilmek için daha az hayati organlarına olan kan akımını azaltır. Örneğin, beyni ve kalbine giden kan akımını sabit tutmaya çalışırken, böbreklerine ve kaslarına giden kan akımını azaltır. Bunu bu organlara giden damarları, büzme ya da gevşetme yoluyla yapar. Biz de bilimsel çalışmalarda bu organlara giden ana damarlardaki direnci ölçerek (buna doppler deriz) sonuçları değerlendiririz.
2. BİLİMSEL, TIBBİ BAKIŞ AÇISINDAN, “EMZİREN ANNELER ORUÇ TUTABİLİR Mİ?”
Emzirme döneminde, ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenen bir bebekle, 1 yaş ve daha sonrası, ek gıda da alıp sadece akşamları, ya da gün içinde emzirilen bebek için doğal olarak durum farklıdır. Yani bebeğin yaşı da önemlidir.
Emzirme döneminde oruç tutmak, süt yapımı devam edeceği için, bebeğe zarar vermez. Aldığınız kalorinin oruç sırasında azalması, süt miktarını etkilemez. Bu durumda vücut, kısıtlanmış kaloriyi, kendini dinlenmeye alarak, enerji kullanımını dengelemeye çalışır.
24 saate kadar açlık, sütün miktarını veya beslenme değerini değiştirmez. Ama siz vücudunuzda, açlığın, halsizlik, sersemlik gibi bulgularını hissederseniz, tutmamanız sizin açınızdan daha doğru olacaktır. Dayanabiliyorsanız, süt miktarı veya besin değeri açısından bir değişiklik olmayacağı için, bebeğiniz etkilenmez.
Yapılan çalışmalarda, ramazan döneminde oruçlu olan annelerin, bebeklerinde, kilo ve büyüme hızında bir değişiklik görülmemiştir. Bebeğiniz zaten sizin değişebilecek beslenmenize çok önceden hazırlıklıdır.
Genel olarak, emzirme döneminde, çok az gıda alıp, kilo veren annelerde de sütün yağ içeriği değişmekte ama miktarı etkilenmemektedir. Gerekli yağı, annedeki depolardan çekerek, süt yapımı, normal miktarda devam ettirilir.
Annenin emzirme döneminde, oruçluyken kötü hissettiğindeki belirtileri, hamilelik dönemindekiyle aynıdır ve anne dayanamıyorsa yani halsizlik gibi bu belirtileri yaşıyorsa, tutmayıp, kaza etmesi daha uygun olacaktır.
Bazı çalışmalarda, çinko magnezyum, kalsiyum gibi elementlerin anne sütündeki miktarı az bulunduğu için, bu açık, iftar-sahur arası kapatılmaya çalışılmalı ve bunlardan zengin gıdalar tüketilmelidir.
Bebeğinizin yeterli süt alamadığını ise şu belirtilerden anlayabilirsiniz;
• Alt bezini daha az ıslatacaktır. (günde en az 6 defa bezini ıslatmalı)
• Emzirme sonrası, doymadığı için huzursuz olacak, ağlayacak ve memeyi bırakmak istemeyecek.
• Kilo verecek ya da beklenen kiloyu almayacaktır.
• Genelde huzursuz ve mutsuz bir bebek olacaktır.
Referanslar:
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/?term=ramadan+fasting+and+pregnancy