Op.Dr. Banu Çiftçi
yükleniyor...
Randevu için
0(533)687 25 23

Modern yaşam, kadının aile kurma ve çocuk sahibi olma planlarını erteletebildiği için, ileri yaş gebelikleri önemli bir çelişki halini aldı. Çocuk sahibi olma isteğinin ileri yaşlara ertelenmesi, kadın için hem çocuk sahibi olmada güçlük hem de gebelik olursa, gebeliğe bağlı komplikasyonlarda artan riski beraberinde getirdi. Tam bir yaş sınırı olmamakla beraber, belirli risklerde artışın izlendiği yaş, 35 yaş ve üzeridir. Riskler hem anne hem de bebeğin sağlığına yönelik olabilir.

Yaşın ilerlemesiyle, kadında gebe kalabilirlik azalmaktadır. Üreme çağındaki bir kadında, üreme potansiyeli 32 yaşında azalmaya başlar ve bu azalma, 37 yaşından sonra çok daha hızlanır. Kadında yaşla birlikte üreme kabiliyetinin azalma nedeni, kadının yaşama yumurtalıklarında sabit sayıda yumurtayla başlamasıdır. Farklı çalışmalar net bilgi vermese de kadında doğum sonrası yeni yumurta hücresi yapılmaz. Bu yumurtalar, üreme çağı boyunca her ay kullanılır ve yaşam ilerledikçe azalarak, menopoz döneminde tükenir. Aynı zamanda, yumurta yaşla beraber sayı yanında kalite olarak da azalmaya başlar. Bu da yaş ilerledikçe, hem yumurta sayısının azalması hem de bu azalan yumurtaların, döllenme yeteneğinin azalması anlamına gelir. Yaşla birlikte üreme yeteneğinin azalmasının bir diğer sebebi de, üremeyi etkileyebilecek, myom, endometriosisgibi jinekolojik hastalıkların artan yaşla daha sık görülmesidir.

İleri yaşta olan anne adaylarının, daha genç anne adaylarına göre, önceden var olan bir hastalığa sahip olma ihtimali daha yüksektir. Örneğin, kronik hipertansiyon, yaşla beraber atış gösterir. Bunun yanında, daha önceden kan basıncı yüksekliğiniz olmasa da, 35 yaş üstü gebeliklerde, gebelik hipertansiyonu olasılığınız artacaktır. Yüksek kan basıncı, gebelikte plasenta ve bebeğin gelişimiyle ilgili sorunları beraberinde getirecektir. Yine diyabet hastalığı ve gebelik diyabeti de yaşla artış gösteren rahatsızlıklardır. Diyabet, doğacak bebeğin doğumsal kusurlu olma ihtimalini artırmakla beraber, düşük, kan basıncı yükselmesi, iri bebek ve doğum yaralanması olasılıklarını da artıracaktır.

İleri yaş gebeliklerinde, yumurtanın yaşlanmasıyla beraber, döllenme sırasında, kromozomların, yanlış birleşmesi, sayıca ve yapı olarak kusurlara yol açabileceğinden, kromozom kaybı, hasarı ya da extradan kromozoma bağlı doğumsal kusurlar artabilir. Ancak kromozomal hatalara bağlı risk artmakla beraber, diğer sebepler de eklendiğinde, doğumsal kusurlu bebek doğurma riski toplamda düşüktür.

Belirli hastalıklarda anne karnında risk artışını olup olmadığını tarama testleriyle değerlendirebiliyoruz. Bu doğumsal kusurlara dair tarama testleri, risk faktörü olsun ya da olmasın, her yaştaki tüm gebelere önerilmelidir. Tarama testlerinde risk artışı saptanan gebelere ise sadece bazı hastalıklarda, kesin sonuç verebildiğimiz, tanı testleri uygulanmalıdır. Örneğin, Down sendromu tarama testleri (ikili test, üçlü, dörtlü test) tüm gebelere önerilmeli, risk yüksek saptanırsa, bu hastalarda kesin tanı için aileyle beraber amniyosentez ya da CVS gibi tanı koyabileceğimiz işlemlerin yapılması tartışılmalıdır. İleri yaş ve başka bir risk faktörü olan gebelerde, tarama testleri yapılmadan, direkt tanısal işlemler düşünülebilir. Son yıllardaki % 99 larda doğru sonuç veren, anne kanından ileri tarama testleri de uygulanabilmektedir.

Gebelikte artan yaşla beraber, çoğul gebelik ihtimali de artmaktadır. Ek olarak, yardımcı üreme teknikleri, zaten tek başına çoğul gebelik olasılığı taşır ve bu yöntemlere ihtiyaç duyacak kadınların büyük bir kısmını ileri yaştakiler oluşturur. Çoğul gebeliğin beraberinde getirdiği gebelik riskleri de, erken doğum, gebelik zehirlenmesi, bebekte büyüme problemleri ve gebelik diyabetidir. Bu problemlerin olasılığı ve şiddeti çoğul gebeliklerde, bebek sayısıyla artış gösterir.

İleri yaş gebeliklerinde doğum esnasında da bazı sıkıntılar yaşanabilir. Öncelikle, erken doğum daha sık izlenir. Erken doğan bebekler, ciddi olabilecek kısa ve uzun dönem sağlık problemleriyle karşı karşıyadır. Yine ölü doğum ihtimali de yaşla beraber atış gösterir.

30 lu yaşlarındaki bir gebe, 20 li yaşlardaki bir gebeye göre daha fazla gebelik riski taşıdığı için, daha fazla sezaryenle doğumgerektirebilir. Sezaryen bir cerrahi işlem olduğu için, kendine ait oparatif ve anestezik risklere sahiptir.

Tüm gebeliklerde çok önemli olan gebelik öncesi kontrol ve iyi bir gebelik takibi ileri yaş gebeliklerinde daha da önem kazanır. İlk gebelik kontrolüne en erken zamanda gitmek çok önemlidir.