Op.Dr. Banu Çiftçi
yükleniyor...
Randevu için
0(533)687 25 23

Anne karnında bebeğin etrafını saran sıvıya, amniyon sıvısı denir ve çok sayıda görevi vardır;

  1. Enfeksiyonlara karşı bebeği korur
  2. Bebeği, travmalardan korur (mesela ani darbeler ve karnınızı çarpma sırasında)
  3. Bebeğin rahim içinde rahatça hareketini sağlayarak, kas iskelet sistemi gelişimine yardımcı
  4. Rahim içi sıcaklığını sabit tutar
  5. Bebeğin kordonunun sıkışmasını ve basıya uğramasını engelleyerek, bebeğin oksijenlenmesine yardımcı olur
  6. Bebek bu suyu soluyup, yuttuğundan, solunum ve sindirim yollarının gelişmesine katkıda bulunur.

 

Gebeliğin herhangi bir döneminde, bu sıvıda azalma olursa buna “oligohydramnios” (bebeğin suyunun azalması) denir. Normalden fazla miktarda olmasına da “polihydramnios” (bebeğin suyunun fazla olması) denir.

Bebeğin suyunun azaldığından şüphe edilen durumlar, suyunuzun gelmiş olması ihtimali, bebeğin hareketlerinin azalmış olması ve, karnınızın gebelik haftanıza göre normalden küçük olmasıdır. Aynı şekilde, rahim içi gelişme geriliği, gebelik tansiyonu, gebelik şekeri ya da miad aşımınız varsa, bebeğin suyunun sık kontrol edilmesi gerekebilir.

Bebeğin suyunun değerlendirilmesi için ultrason yapılır. Doktorunuz bazı ölçümler alarak, hesaplama yapacak ve suyun normal miktarda olup olmadığını değerlendirecektir.

Sebepleri;

  1. Suyunuzun gelmiş olması bebeğinizin su kesesinin yırtılmış olmasıdır. Bunu siz de fark edebilirsiniz ama bazen de vajinal akıntıyla karışabileceği için, doktorunuz bunu bazı testlerle ayırt edecektir. Su gelmesi çok önemli olduğu için, çamaşırınızın ıslanması gibi bir durumda doktorunuzu haberdar etmelisiniz. Doğumun başladığının belirtisi olabilir. Zarların açılmasıyla, bebek enfeksiyon kapabileceği için, acil bir durumdur.
  2. Plasental problemler. Plasenta bebeğe yeterli oksijen ve besin desteğini sağlayamıyorsa, bunun ilk belirtilerinden biri, bebeğin suyunun azalmasıdır. Bunu şöyle düşünebiliriz; Bebeğin suyu, böbreklerinden süzülen idrardan oluştuğu için, suyun azalması, böbreklerin yeterli idrar üretemediğini yani, iyi kanlanmadığını gösterir. Bu da bebeğin oksijenlenmesinde sıkıntı olduğu ve bebeğin rahim içinde stresde olduğunu gösterir. Plasentanın yeterli destek sağlayamadığı durumlar arasında, gebelik tansiyonu, rahim içi gelişme geriliği sayılabilir. Daha ciddi acil bir durumsa, plasentanın zamanından önce rahimde tutunduğu yerden ayrılmasıdır. Ablasyo Plasenta  adı verilen bu durumda acil sezaryen gerekir.
  3. Bazı riskli gebelikler. Gebelik tansiyonu ve gebelik zehirlenmesi, gebelik diyabeti, anne adayının altta yatan, pıhtılaşma bozuklukları, lupus gibi romatizmal veya diğer kronik hastalıkları.
  4. Çoğul gebelikler. Özellikle aynı plasentanın paylaşıldığı ikiz-ikiz transfüzyon sendromu
  1. Anne karnındaki bebekte anomaliler. Özellikle ilk 6 ayda saptanan, bebeğin suyunun azalmasında, bebekteki doğumsal kusurlardan şüphelenilmeli ve detaylı ultrason yapılmalıdır. Örneğin, bebeğin böbrekleri olmayabilir ya da idrar yollarında tıkanıklık gibi bir anomali olduğu için böbrekler idrar üretemiyor olabilir.

Bebeğinizin suyunda azalma tespit edildiyse, gebeliğiniz doktorunuz tarafından daha yakın takip edilecek ve bebeğin normal gelişip gelişmediği değerlendirilecektir. Gebeliğinizin kaçıncı haftasında olduğunuza göre, bebeğin sıkıntıda olup olmadığını değerlendiren NST, Biyofizik profil, bebeğin hareketlerinin sayılması gibi diğer test sonuçlarına göre ve sizde eşlik eden başka bir komplikasyon olup olmadığına göre karar verilecektir.

Eğer hesaplananan doğum tarihiniz yakınsa, doğumun başlatılması düşünülebilir. Değilse, bebeğin doğurtulması halinde yaşayacağı prematüreden kaynaklanacak sorunlarla, gebelik devam ettirilirse, annenin ya da bebeğin yaşayacağı sorunlar bir terazide değerlendirilerek karar verilecektir. Örneğin gebelik zehirlenmesi durumunda, bebek kaçıncı haftada olursa olsun, anne hayatı ön plana alınarak bebek doğurtulabilir. Ya da rahim içi gelişme geriliği ve bebeğin sıkıntıda olduğu durumlarda, bebeğin doğurtulması onun için daha iyi olabilir.

Her durumda, bebeğiniz daha yakın takiplerle değerlendirilecek ve şüpheye düşüldüğünde doğum başlatılacaktır. Bebeğin suyu, sizin aldığınız sıvı miktarıyla ilgili değildir. Ancak, susuz kalınması yani yeterli sıvı alınmaması, rahim kasılmalarını başlatarak, durumu daha da komplike hale getirebileceği için, bol sıvı almanız önerilir. Bebeğin hareketlerini daha yakın takip etmeniz de acil bir durumu daha çabuk öngörüp, hastaneye başvurmanızı sağlayacaktır.

Doğum esnasında, suyun azlığı, bebeğin kordonunda basıya ve rahim kasılmalarını tolere edememesine neden olabilir. Bu durumda, doğum eylemi sırasında, rahim kasılmalarıyla, bebeğin kalp atışları düşebilir ve sezaryen kararı alınabilir.