Op.Dr. Banu Çiftçi
yükleniyor...
Randevu için
0(533)687 25 23

 

Kadınlarda üreme sistemi, alt karın bölgesinde yerleşen iki yumurtalık, iki tüp, rahim ve vajinadan oluşur.

Kadın üreme sistemi, beyin tabanında yer alan hipofiz adı verilen salgı bezinden salınan FSH ve LH adında iki hormonun çok titiz kontrolü altındadır. Kadında yumurtalıklar, çok sayıda öncü yumurta hücresi barındırır. Her adet döngüsünde yani her ay, bu öncü hücrelerden bir kaçı seçilir ve olgunlaşmaya başlar ve 1. Hafta sonunda sadece bir tanesi yumurtlama olmak üzere olgunlaşmaya başlar. Yumurtlama sonrası da bu seçilmiş yumurta, tüplere alınır. Kadın üreme sistemi günbegün değişen üreme hormonlarının çok organize bir kontrollü değişimi altındadır.

Yumurtanın olgunlaşması, yumurtlama, tüp ve rahimdeki kasılmalar, bebeğin yerleşeceği rahim iç tabakasının kalınlaşıp dökülmesi, salgıların kimyasal içeriği her an bu çok sayıda hormonun etkisiyle değişime uğrar. Kadın üreme döngüsü hala sırları tam açıklanamamış bir çok mucizevi organizasyon barındırır. Yine bu hormonal düzenlemeyle, yumurtlamanın olacağı zaman, tüpün ucundaki saçaklı kısım, yumurtalığı süpürür şekilde örter ve rahim ve tüplerin iç tabakasındaki ilerlemeyi sağlayan tüycüklü hücrelerin bileşimi ve hareketi ayarlanır.

 

Kadın üreme sistemi

 

Rahim, tüpler ve yumurtalıklar karın içinde asılı şekilde normal pozisyonunda

 

 

 

Döllenmek üzere seçilmiş olan yumurtanız, yumurtlama ile atılmış ve tüplere geçerek, yolculuğuna devam edecek. Orada, kendisini dölleyecek olan spermi beklemeye başlayacak.

Karın boşluğunda rahmin her iki yanında yer alan tüpler, 10-13 cm uzunluğunda ve 1-2 mm iç çapındadır. Tüpün bir ucu, yumurtalık üzerinde, saçaklı bir yapıyla karın boşluğuna açılırken, diğer ucu rahim boşluğuyla birleşir. Tüplerin içini döşeyen çok sayıda hücrelerin bir kısmında, küçük tüycükler vardır ve bunlar yumurtayı döllenmeden önce ve sonra yumurtayı bu uzun yolculukta, rahim boşluğuna doğru ilerletir. Alttaki kas tabakasının kasılmalarıyla da bu ilerletmeye katkıda bulunulur.

Rahim, gebelik durumunda, doğuma kadar fetusun yuvalanması, korunması, beslenmesi görevini üstlenirken, doğum esnasında da kas dokusu yapısıyla bebeği dışarı itmeyi sağlayan organdır. Boyutu gebelik boyunca çok değişkenlik gösterir. Hiç doğum yapmamış, gebe olmayan bir kadında, 6-8 cm uzunlukta,70 gr ağırlığında iken doğuma yakın dönemde, 5 lt lik bir hacmi taşıyan 1100 gr ağırlığa ulaşabilecek bir kapasiteye sahiptir.

Rahmin bölümleri, 2 tüpün bağlandığı yerin üst kısmında kalan fundus, üst 2/3 lük kısım gövde, alt 1/3 lük kısım ise rahim ağzı olarak adlandırılır. İçten dışa ise 3 tabakadan oluşmuştur. En iç tabaka olan endometrium, adet kanamasında dökülen ve gebelik durumunda bebeğin yuvalandığı bölümdür. Adet döngüsü sırasında hormonların etkisiyle belirgin bir değişim gösterir. Kalınlığı adet sonrası 0.5 mm den adet öncesi 5-6 mm ye kadar değişime uğrar. Üreme çağındaki bir kadında, her ay bu tabaka, olası yerleşecek bir bebeğe yuva oluşturabilmek için, çok sayıda kanal ve kan damarı geliştirerek kalınlaşır. Gebelik olmazsa adet döngüsü sonunda bu kalınlaşmış tabaka dökülür. Buna adet kanaması denir. Rahim iç tabakası her ay yok olup tekrar yapılıp fonksiyon gören bir organdır ve bu özelliğiyle vücutta tektir. Kadınlarda adet kanaması da, aslında her ay gebeliğe hazırlanan, bebeğin yuvalanması için hazırlanan rahim iç dokusunun gebelik olmayınca dökülmesidir.

 

Tüplerde, döllenmeyi bekleyen yumurta hücresinin hareketini sağlayan tüplerini içini döşeyen tüycükler
 

12-15 mm kalınlıktaki myometrium denen orta tabaka düz kas hücrelerinden oluşur ve bu kaslar doğumda bebeği itmeyi sağlayan çok şiddetli kasılma özelliğine sahiptirler. En dış tabakanın ise gebelik süresince önemli bir katkısı yoktur. Karın içiyle aradaki zar görevini oluşturur.

Vajina ise, cinsel birleşmede, meninin boşaltıldığı ve doğumda bebeğin geçiş kanalını oluşturan tüp şeklindeki yapıdır.