Op.Dr. Banu Çiftçi
yükleniyor...
Randevu için
0(533)687 25 23

 

Gebelikte uçak yolculuğu, genel olarak güvenlidir. Son çalışmalar da dahil bir çok çalışma, seyahat amaçlı olan ve çok sık olmayan uçak yolculuğunun anne ya da bebeğe ait bir sağlık sorununa yol açmadığını göstermektedir. Birçok hava yolu şirketi 36. gebelik haftası sonuna kadar uçuşa izin vermektedir. Bazıları uluslararası uçuşlarda daha erken haftalarda kısıtlama yaparken, bazıları da gebelik haftasının belgelendirilmesini istemektedir. Bu sebeple uçuş öncesi havayolu şirketinin kuralları öğrenilmelidir. THY resmi sitesindeki kuralları aşağıda örnek verdim, diğer havayolları için de aşağıdaki linklere başvurulabilir.

“Hamile yolcu için Türk Hava Yolları kuralları nelerdir?”

  • Yirmi sekiz hafta (yedi ay) doldurmamış olan hamile yolculardan rapor istenmez.
  • Tek bebeğe hamile yolcuların 28 haftadan- 36 haftaya kadar kendi doktorundan aldığı “Uçakla seyahatinde herhangi bir sakınca yoktur” ibaresi yer alan raporu ile seyahatine izin verilir. 36 haftadan sonra ise doktor raporu olsa dahi seyahatine izin verilmez.
  • İki veya daha fazla bebeğe hamile yolcuların 28 haftadan- 32 haftaya kadar kendi doktorundan aldığı “Uçakla Seyahatinde Herhangi Bir Sakınca Yoktur” ibaresi yer alan raporu ile seyahatine izin verilir. 32 haftadan sonra ise doktor raporu olsa dahi seyahatine izin verilmez.
  • Doktor raporunun tarihi yedi günden eski olamaz.
  • Raporu düzenleyen doktorun rapor üzerinde adı soyadı, diploma numarası ve imzası mutlaka olmalıdır.

http://www.turkishairlines.com/tr-tr/seyahat-bilgi/sikca-sorulan-sorular/seyahat-bilgileri/hamileyken-seyahat

http://www.flypgs.com/bilgilendirme/genel-kurallar.aspx

http://www.onurair.com.tr/yararli_bilgiler.aspx

http://cmss.atlasjet.com/tr/sss#Ozel_hizmet_ve_talepler-Hamile_yolcu

Gebelikte riskli saydığımız ya da uçuşun kötüleştirebileceği ya da acil durum oluşturabilecek durumlarda gebeliğin hiçbir döneminde uçak seyahati tavsiye edilmez. Düşük tehdidi ya da erken doğum riski buna örnek gösterilebilir. Uçuşun süresi de göz önünde bulundurulmalı ve gebelikteki acil durumların genelde ilk ve son üç aylık dönemde yaşandığı konusunda anne adayları bilgilendirilmelidir.

Kabin basıncında değişim ve düşük nem oranı gibi kabin içi koşullar, gebelikteki adaptasyon kapasitesiyle tolere edilebilir. Son zamanlarda uzun uçuşlarda hareketsizlik ve düşük kabin neminin bacaklarda ödem ve toplardamarlarda pıhtılaştırmayı artırması ihtimali üzerinde çok durulmuştur. Bu ihtimal kanıtlanmamış olsa da riski azaltacak önlemler alınması faydalı olacaktır. Bunlar; destekleyici sıkı çorap giyilmesi, bacakların oturduğu yerde aralıklarla hareket ettirilmesi, rahat giysiler tercih edilmesi, sık sık kabin içinde dolaşılarak hareketsiz kalınmaması ve bol sıvı alınmasıdır.

Şiddetli hava türbülansları önceden tahmin edilemediği için tüm diğer yolcular gibi, gebelerde de emniyet kemeri otururken de takılı kalmalıdır ve karnın altından, kalçanın üstüne oturtulmalıdır. Planlanan uçuştan önce gaz yapıcı gıdalar alınmamalıdır çünkü sıkışmış gaz yükseklere çıkıldıkça, genişleme eğilimi göstererek daha fazla rahatsızlık verecektir. Bulantısı olan hastalar da yanlarında gebelikte doktor tavsiyesiyle kullanabildikleri ilaçları bulundurmalıdırlar.

Şiddetli ses, titreşim ve kozmik radyasyon sık olmayan uçuşlarda bebeğe zarar oluşturmaz. Gebelikte de tüm bireylerde olduğu gibi izin verilen yıllık maksimum radyasyona maruz kalma 1 mSv dir. Kıtalararası en uzun uçak seyahatinde bile maruz kalınan radyasyon oranı bu sınırın %15 i kadardır. Dolayısıyla çok sık kıtalararası uçmayan gebeler için bu sınırı aşmak çok zordur. Hava yolu personeli olup da sık uçuş yapan anne adaylarının ise bu durumu işvereniyle görüşmesi gereklidir.